19 Şubat 2010 Cuma

Recep İvedik 3'e Gittim...


Recep İvedik 3 çıktı ve 12 Şubat'ta gidicekken fırsat bulamayıp bundan 2 - 3 gün öncesinde gidebildim.

Film kısaca Recep'in sosyalleşme sürecini anlatıyor bildiğiniz üzere. Herzamanki Recep işte...

Film çeşitli siterlerden okuduğuma ve bi arkadaşdan duyduğuma göre ilk üç gün rekorunu kırmış. Ama bir çok eleştirmende bayaaa bi kırmış Recep İvedik'in notunu...

Tam emin değilim ama sanırım bi hata buldum. Çok büyütülücek bişeymi bilmiyorum ama anlatıcam.

14 Şubat 2010 Pazar

Sevgililer Günü - Yuppiihhiii !! :D


"14 Şubat Sevgililer Gününüz" mubarek olsun.

Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öper. Tüm çiftlere sağlıklı bir ömür ve nice 14 Şubat'lar dilerim. :)

Not:
Saçmaladım.

snoktak, 14 Şubat 2010

Elim ( 2 Parmağım ) Yandı ve Bundan Nefret Ediyorum...


Dün sağ elimin en favori parmakları olan baş ve işaret parmaklarımı yaktığım için yazı yazamadım, "Pattatezzz" e...

Olayı anlatiyim.

Küçük bir tencere gibi bişeye annemin yaptığı çorbayı koyup ısıtmak için ocağa koydum ve içine bir kaşık koyup biraz karıştırdıktan sonra salona geçip televizyonu açtım. TV'de ne olduğunu hatırlamıyorum ama ilgi çeken bişeydi... Tahmin edebileceğiz gibi unuttum çorbayı. :) Aradan bi 15 - 20 dakika geçmiş olucak yanılmıyorsam ve ben hatırlar hatırlamaz hemen kalkıp gittim mutfağa...

12 Şubat 2010 Cuma

Ellerin Mont Veya Üzerinde Ektra Cebi Olan Giysideyken, Bir Elini Pantolonun Cebine Birşey Almak İçin Koyduğunda Oluşan Durum Ve Sonrası... :D


Size sürekli yaşadığım bir olayı anlatıcam. Başlıktan biraz karmaşık gibi görünsede aslında değil. Ayrıca hazır anlatmaya başlamamışken.. başlığın berbat olduğunun farkındayım. :D

Havalar soğuk olduğu için haliyle montumu giyerim bu zamanlarda ve ellerim daima ceplerimde olsun isterim. Yani montumu giymişken daima montumun ceplerindedir ellerim. Telefonumu ise sol cebimde taşırım daima.

Telefonumu çıkarmak için sol elimi çıkarttığımda doğal olarak sol cebime sokmam lazım ki telefonumu alıp ulaşmak istediğim bu telefonuma bakma arzusuna kavuşayım. ( Ooof çok güzel cümle kurdum valla.. :D ) İşte o hoş olmayan durum: telefonumu almak için elimi cebime attığım an.

Sadece o anı kısaca özetlemek gerekirse... Sol elim pantolonumun, sağ elimse montumun cebinde ve böyle çapraz iğrenç, tiksindirici bir görüntü.Tabii beni pek tanımadığınız için böyle bir durumda kaldığımda nasıl bir ruh haline gireceğimi bilmiyorsunuz. Am o an, o an benim için tam bir çıkmazdır. Sanki o anda hayat durur ve fotoğraftaki gibi tüm insanlar benim bu biçimsizce duruşuma bakar. Oysa hem bu telefonu çıkarma süreci saniyelik birşey hem de kimsenin bana baktığı yoookkk. Yani baksalar ne olucak ki sanki. Kendimi anlayamıyorum bazen... Hadi tamam diyelim ki bu kötü bir durum e ozaman neden hep aynı duruma düşüyosun ya da neden iki elini birden çıkarmıyosun...

11 Şubat 2010 Perşembe

Dünyanın En Büyük Ağacı



ABD, Kaliforniya'da Sekoya Milli Parkı'nda bulunan dünyanın en büyük ağacı...


Sol tarafta gördüğünüz ( sakoya ağacı) ağaç dünyanın en büyük ağacıymış. Bu ağacın boyu 82,6 m, çapı ise 8,2 m imiş.

^^Tabii ki yandaki fotoğraftan bunları ( uzunluk-çap ) tahmin etmek oldukça zor. Bu fotoğraf tam bir fotoğrafçılık hatası. Ağacın büyüklüğü hakkında bişeyler kesitirebilmek için - mesela - yanında kişi ile fotoğraf çekilebilirdi. Böylece görürdük ne nedir, ne değildir... :D^^


Ayrıca diğer bilgiler...

Recep İvedik 3 Yarın ( 12 Şubat'ta ) Çıkıyor...




Recep İvedik serisinin üçüncü filmi 12 Şubat'ta vizyona giriyor...


Recep İvedik ile ilgili yorumlar, eleştiriler, soru işaretleri hala bitmemişken Şahan Gökbakar ardı arkası kesilmezcesine sıralıyor filmlerini. :)

Serinin üçüncü filmi hakkında - nerdeyse - hiç bir fikrim yok. Ama yarın arkadaşlarla gidicez. Aslında Recep İvedik'i doğru bulduğum söylenemez. Biraz tuhaf bi adam, bi türlü alışamadım. Her ne kadar yurdum insanı, bizden gibi yorumlar yapılsada ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Aslında gülüyorum ona ama sevmiyorum galiba onu. Bilmiyorum. Belkide seviyorumdur.

Recep İvedik 3'ün Oyuncu Kadrosu: Şahan Gökbakar, Zeynep Çamcı, Deniz Bozkurt, Ayhan Işık, Oktay Dener.

10 Şubat 2010 Çarşamba

Kulaklık İle Müzik Dinlerken Aynı Zamanda Cipsi Yiyip Cipsi Kıtırtatırken Çıkan Yüksek Sesten Tarifsiz Zevk Almak... :)


Şimdi sizinle geçenlerde fart ettiğim ve de tarifsiz bir zevk aldığım keşfimi anlatıcam. :)

Bu deney için gereken malzemeler:
  • Herşeyden Önce bir kişi,
  • Kulaklık ve cd çalar, mp3 türü müzik oynatıcıları,
  • Cips ( Ruffles ile denedim harika oluyo ).

Kadir İnanır ve Hanelerden Tanıdığımız Yaban Reklam Filmi Çektiler !


Türk Sinemasının usta oyuncusu, dev isim Kadir İnanır ve Haneler isimli tv programında Kadir İnanır'ı değişik biçimde taklit eden Fırat Doğruluoğlu Petrol Ofisinin reklamı için bir araya gelmişler.

Reklamı bugün gördüm. Aslında hoşuma gitmedi değil. Hiç fena değildi yani. :) Kadir İnanır'ın kameraya bakıp ardından kükremesi... Neyse güzeldi...


Ve kesinlikle eklenmesi gerek bir şey var Fırat Doğruluoğlu hakikaten işini çok iyi yapıyor. " Yakıtım bitti uleyyynn!! " :D

Aşağıdan reklam filmini izleyebilirsiniz.

Pokemon Çizgi Dizisi'nden Mini Hatırlamalar...

( İlginç arabalar konusunda gördüğüm Pikachu'lu arabadan esinlenerek verdiğim söz üzerine... )

Pokemon...

Vazgeçilmez, izlendikçe izlenilesi, unutulmaz bir çizgi dizi. Malum en unutulmaz karakteri Pikachu. Pikachu sap sarı tüyleri, sırtında kahverengi bir çizgisiyle elektrik salımı yapan yanakları kırmızılı bir pokemondur. Şimdi onun yeri ayrı ona birşey denmez. :)

Dünyada Görebileceğiniz En İlginç 10 Araba...


Bu yurdum insanının yapabileceği birşeye benziyor; fakat yinede tereddütte kaldım. :)


Bunu görünce aklıma doğal olarak Pokemon'lar geldi. E onlar aklıma gelince eskiden izlediğim o Beyblade çizgi filmi geldi. Off ya ne izlerdim haa... 2. ve 3. sü yapıldı ama kesinlikle 1.sini tek geçerim. Tako, Kai... Dragon, mavi ejdarha felan... Hüzünlendim :D ( Onlarla ilgilide bişeyler yazayım... (: )

Merhaba !


Merhaba !

Blogta ilk yazımı yazıyorum ve de hayata umutla bakıyorum. :)

Neyapsam ne etsem diye düşünüp biraz oyalanacağım, can sıkıntımı giderecek birşeyler yapmak umuduyla bu blogu açtım.

Herşeyden önce neden " Pattatezzz" ?
  • Birçok isim ( domain ) denedim; fakat ya alınmıştı ondan ya da sonradan içime sinmediğinden vazgeçmek zorunda kaldım. Sonra nasıl olduğuna anlam veremediğim bir şekilde birden aklıma "Pattatezzz" geldi. Evet, valla öyle oldu. Ardından hiç düşünmeden denedim ve açtım blogu.
  • "Pattatezzz"i seçmemin bir diğer nedenide ona verilmeyen değeri vermek ve bu eksikliği gidermek. Bu uğurda büyük çalışmalar yapmış olan Barış Abi'yide burdan saygıyla selamlıyoruz. Domates, biber, patlıcan gibi bir çok zerzevat ürünlerine şarkılarında yer versede ne yazıkki onun şarkılarında "Pattatezzz"e yer yoktur. İşte, işte bu eksikliği giderme görevini kendime bir borç bilirim. :)

Bir de eklemek isdeğim bir şey var. Bu öyle normal, bayağı, bilindik patates değil. İlk "t" si iki kez, "s" yerine "z"ve üstelik bi kez bile değil tam üç kez yazılan concon bir patates... "Pattatezzz" :)

Peki ya hep böyle "Pattatezzz" - "Pattatezzz" mi gidicek, yani bu blogta neler olacucak, içeriği nedir - ne değildir yani ????